ENSTANTANE-DİYAFRAM-ISO ÜÇGENİ

20/01/2011 § 6 Yorum

Uzunca sayılacak bir süredir yazı yazmadığımı fark ettim.Bişeyler karalamalıyım diye düşünürken geçenlerde gelen bir soru yazının konusunu belirledi.Şöyleki,eğer fotoğraf olayına ciddi merak salan birine temel fotoğrafçılıktan tek bir konu anlatma hakkım olsaydı ne anlatırdım’dan hareketle yazı başlığı olan üçgeni anlatıp çekip giderdim:)Gitmezdim tabi ama olayın özünün burada olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim.Yani,bu üçgeni kavrayan birisi bana göre temel fotoğraf olayını halletmiş sayılabilir.Üzerine ışık yönü ve kompozisyonla ilgili interneti kurcalar,zebellah gbi bilgi de bulur.Evet tek konu anlatma hakkım vardı ona da başlayalım:

‘Dünyanın en mükemmel fotoğraf makinesi hangisidir?’şeklinde bir soru yöneltsem,herkesin cevabı farklı olurdu sanırım.Nikon ve canonun en pahalı modellerini söyleyenler,bunun Nasa’da falan olduğunu düşünenler,hayatta mükemmel diye bişey olmadığını düşünenler:)falan çıkabilir.Bence en doğru yanıt mükemmel diye bişey olmadığını düşünenler çünkü bana göre en pahalı modeller bile oldukça aptal.Bir gözümüz kadar değiller.Kontrast farkı olan yerlerde pozlama hataları,ortamdaki ışığın rengini biz makineye söylemezsek(white-balance) ışık renk hataları…vb.daha da saymakla bitmez.Oysa gözümüz biz hiç farkına bile varmadan bu bahsettiğim hataları düzeltir ve görüntüyü oluşturur.Bu nedenle en mükemmel fotoğraf makinesi kesinlikle gözümüzdür.
Görüntünün beynimizde nasıl oluştuğunun detayına girmeyeceğim tabiiki,sadece gözümüzle fotoğraf makinesi parçaları arasında benzerlikler kurmaya çalışalım.Şimdilik sadece makinedeki yerleşim sırasına göre değil,işlev olarak düşünelim.Şu eşitlikleri vermem yanlış olmayacaktır:

Göz bebekleri=diyafram
Göz kapaklarımız(kırpma)=enstantane.

Fotoğraf makinemizdeki diyafram,göz bebeğimiz gbi yüksek ışıkta kısılan,az ışıkta ise genişleyen bir yapıya sahip.Tek fark bu açılıp kapanmaya makine üzerinde bizim hükmedebiliyor olmamız.
Yine aynı örnekle,şiddetli ışığa maruz kaldığımızda göz kırpma sayımızın arttığını,düşük ışık ortamında da en azından kırpma sayımızın o kadar da çok olmadığını biliyoruz.
İşte fotoğraf makinesindeki görüntü oluşumu da bunun gbi.Yani enstantane ve diyaframın uygun değerlerde makineye girişini sağlarsak güzel pozlanmış,(yani ışık miktarı yerinde diyelim) bir fotoğraf elde ediyoruz.Biz deklanşöre bastığımızda,fotoğraf makinemize bildirdiğimiz(ya da makinenin bizim için belirlediği)değerler kadar diyafram açılır (objektiften içeri girecek ışığın yoğunluğunu belirler),enstantane belli bir süre boyunca açık kalır(makineden içeri girecek ışık süresi) ve görüntü oluşur.

Diyafram f harfiyle ifade edilir.Diyafram makinemizin değil kullandığımız lensin(objektifin)bir özelliğidir.Yani ne kadar açıldığı ya da kapanabildiği lense aittir.İşte o binlerce dolarlık objektifler az ışıkta çekim yapılabilmesi için koskocaman açılabilen lenslerdir.Lenslerdeki diyafram değerleri f 4,5.6,7.1,8,…….16,22 şeklinde ifade edilir.Bu arada unutmadan diyafram değeri, genişliğiyle ters orantılı bi şekilde ifade edilir yani:
Diyafram açıldıkça ifade edilidiği f değeri küçülür,
diyafram kısıldıkça ifade edilidiği f değeri büyür.

Yani,f4 açık bir diyaframı,f 22 is kısık bir diyaframı bize anlatır.
Enstantane ise s harfiyle (nikonlarda) ifade edilir.Saniyenin kesirleri şeklinde ifade edilir.1/125 olarak gördüğünüz değer,enstantane saniyenin 125’te biri kadar açık kalacak demektir.makinemizde1/30,1/60,1/125,1/250…..1/2000,1/4000 değerleriyle görürüz.
Şimdi ikisini birden düşünelim,makineye manuel modda bizim girdiğimiz ya da makineden bizim için belirlemesini isteyeceğimiz değerler f8 1/125 diyelim.Bu şu demek,diyafram sen f8 kadar genişle,enstantane sen de sn’nin 125’te biri kadar açık kal,objektiften içeri giren bu süre ve bu yoğunluktaki ışık benim fotoğrafımı oluştursun.
Peki bu diyafram ve enstantane pratikte ne işimize yarıyor?yani fotoğraf üzerindeki sonuçları ne?
Diyafram çok açıkken çekim yapılması alan derinliğini azaltıyor.Yani hani şu çok sevilen,arka planın bulanık,flu olduğu fotolar açık diyaframla çekiliyor.(bunu etkileyen başka faktörler de var ama o bambaşka bir yazı konusu olur)Diyaframın kısılarak fotoğraf çekilmesi ise fotoğrafınızda önden arkaya doğru her yerin net olmasını istediğiniz durumlarda kullanılır.Genelde f8 ve üstü değerler kullanılır.
Enstantanenin yüksek değerlerde çekim yapılması,yani 1/4000 gbi(enstantane sn’nin 4000’de 1’i kadar açık kalacak,yani çok hızlı açılıp kapanacak)hareketi dondurmaya,(spor fotoğrafları,su damlacıklarının izlendiği fotoğraflar..)enstantanenin düşük değerlerinde çekim yapmak ise (mesela 1/1 yani bir saniye ki bu süre 2,3….30 sn.’ye ye kadar gider)bu da perde uzun süre açık kalacağından hani yine şu çok sevilen şelale fotolarındaki suyun ipeksi görünümünü yakalamaya olanak verir.Düşük ve yüksek enstantanenin tabiki başka örnekleri de var,bunlar kolay akılda kalsın diye verdiğim örnekler.

Evet yoğun ve karışık geldiğinin farkındayım çünkü ilk başta herkese böyle gelir.Makineyi elinize alıp pratikler yaptığınızda kolayca kavradığınızı görecekseniz.Peki üçgen dedik,hep iki şeyden bahsettik,diyafram ve enstantane.Bi de iso var;nedir bu iso?
Iso ya da asa fotoğraf makinemizin sensörünün(görüntünün oluştuğu yer)ışığa olan duyarlılığının ifade edildiği bir terimdir.iso değeri 100,200,400….makinemizin modeline göre 3200,6400 kadar çıkar.Şimdi pratikte bu nedir?Bir fotoğraf pozlamasını ifade ederken f8 diyaframda 1/125 enstantanede demiştik ya şimdi 3.terimi ekliyoruz.Yani görüntü f8 diyafram değerinde 1/125 sn’de ve iso 100’de elde edilmiş.Evet bu 3 kavram hep olacak,yani siz zaten ıso’yu değiştirmeseniz bile genelde makineniz 100 iso’ya ayarlıdır,ve fotoğraf bu duyarlılıkta elde edilmiş demektir.
Pratikte ne işe yarıyor diyenler için gelsin:En basit anlatımıyla,düşük ışık koşullarında fotoğraf çekiyoruz diyelim.Diyaframınız belli bir yere kadar genişleyebilir değil mi?yani burdan içeri girecek ışık yoğunluğu sınırlı.Tripodumuzda yok ve elde çekim yapmak istiyoruz.Bu süre elde net fotoğraf çekimi için de 1/30 sn.Eee kaynaklar tükendi,diyaframı açamıyoruz daha fazla,perdemizi(enstantane) 1/30 ‘dan daha uzun süre elimde açık tutamıyorum(fotoğraf bulanık çıkar)o zaman ne yapacağız?İşte bu iso bizim itici gücümüz oluyor.Yani iso’yu arttırıyoruz.İsoyu 100’den 800’e doğru hatta belki daha fazla arttıralım taki elde çekim yapabileceğimiz 1/30 değerine kadar.Yani şu aşamada anlaşılması gereken iso’nun bizim için ek bir kaynak olduğu.
Göz örneğimize dönelim.Hani benim gbi miyop olanlar gözlük veya lensimiz yokken uzağı görmek için gözlerini kısar da kısar:)kısarız,zorlanırız ama gözümüzü ve kendimizi yorarız.İşte makinede de böyle,ideal olan düşük iso’larda çekim yapmaktır.Mümkün olduğunca bunu arttırmaktan uzak durmak net ve berrak fotolar elde etmek için daha uygun.Ama az ışık altındaysak bir tripodumuzun olması mutlaka gerekecek.
İlk etapta karışık ve yoğun bir yazı olduğunun farkındayım.Ama olayın özü inanın burda,bana göre dijital fotoğrafçılıkta ışık hariç diğer herşey bu konunun peşinden gelir.Sakın yılmayın,interneti araştırın,farklı kaynaklardan okuyun.Bu yazdıklarımla ilgili sorusu olanlar da hiç çekinmeden altindagphotography@gmail.com’a mail atabilir.

Aşağıdaki mini şelale fotoğrafını emirgan korusunda çekmiştim.Düşük enstantaneye iyi bir örnek.Perdenin açık kalma süresi 3 sn.idi.

Bu fotoğraf ise yine aynı yerde çekildi.Suyun damlacıklar halinde dağılışını izlemek için 1/4000’lik bir enstantane de çekmiştim.Perde sn.’nin 4000’de 1′ gbi hızlı bir sürede açılıp kapandığından diyafram da olabilecek en açık değerde idi.Bu da arka planın flu olmasına neden oldu.

Aşağıdaki fotoğrafı da at yarışları sırasında çekmiştim.Oldukça hızlı hareket eden bu atın görüntüsünü dondurabilmek için oldukça yüksek bir enstantane seçmiştim.

Işığınız bol olsun…

www.altindagphotography.com

Where Am I?

You are currently browsing entries tagged with f harfi at ALTINDAG PHOTOGRAPHY.